Haber

Türk-İş Başkanı Atalay: Başkanımızla pazarlık yapmadım

Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, yüzde 34 oranında artırılacak asgari fiyatı 11 bin 402 lira olarak değerlendirdi.

Habertürk yayınına katılan Atalay, özetle şunları söyledi:

– Yüksek Hakemler Kurulu, Asgari Fiyat Tespit Komisyonu, 1980 devriminden sonra Türkiye’nin gündemine gelen iki önemli konu. Bunların ikisi de darbe anayasasının yarattığı anti-demokratik bir kurumdur.

– Türkiye’de gıdanın durumu, artışlar nerede, TÜİK’in açıkladığı rakamlar neler? Türk İş orada bir temsilci veriyor. Ben bu sırada yeni bakana “Sayın Bakanım bizim bu masada olmamızın bir anlamı yok, kanunu değiştirin, biz burada yokuz” ifadesini verdim. Ulukışla’da kasap ve çırağı temsil ediyoruz. Akyazı’daki bakkalın temsilcisiyiz. Bunlar benim üyelerim değil. Gel dersem gelmezler, dur dersem durmazlar. Onlarla insanlık dışı hiçbir bağım yok.

‘BİRLİK NEREDE, ASGARİ FİYAT YOKTUR’

– Bir rakama göre 8 milyon, bir rakama göre 9 milyon asgari ücret. Sendikanın olduğu yerde asgari ücret yoktur. Bu bir ikramiye, yemek parası. 1 milyon 300 binin üzerinde resmi üyem var. Kamu sözleşmesi yaptık. Grev hakkım var. Ancak asgari ücretliler benim çocuklarımın yaşında insanlar. Kasap, manav, bakkal buluyorum. görüşüyorum.

-Geçen Pazar akşamı Bilişim Vadisi’nde bir tesiste mola verdim. Bir kardeşimiz çöp topluyor. ‘Kolay gelsin asgari ücret mi alıyorsun’ dedim. ‘Abi zam yok asgari ücret yok’ dedi. ‘Ben Ağrılıyım, adım Metin. “Her gün o dağın arkasından yürüyorum” dedi. Bu adamın duası bedel, bedduası bedel. yetkimiz yok. Tek yetkim masaya oturmak ve oturmamak. 45 defa oldu, 5 defa sofraya oturdum. İmzalandı, asgari fiyat yürürlüğe girdi.

‘TABLO 5’E ASGARİ ÜCRETLER OTURUR, BİZE DEĞİL’

– Teklif 11 bin liraydı. ’11 bin liraya gelmem’ dedim. Başkanımızdan randevu istedim. AK Parti Genel Merkezi’ne gittim. durumu izah ettim. Bu ikinci kez. Geçen yıl Temmuz ayında yüzde 30 verdiler. Aralık ayında masada değildim. Başkanımıza söyledim. İşveren bu parayı ödüyor. Büyük şirketlerde sorun yok. Ama 3 kişi, 2 kişi, 5 kişi çalışan yerler. Terzi, kuaför. Şimdi ‘3 kişi bana 50 bin liraya mal oldu, bunu ödeyemem’ diyor.

– Türk-İş’te kafa kesen ben değilim. Liderler Konseyi ne derse onu yapacağım. Bu insanlar benim üyem değil. 81 ilde insanlar. Kanun değişmeli, biz burada olmamalıyız. bedelini ödüyorum. Bayburt’ta manavla greve mi gideceğim? Grevi üyenizle yaparsınız. Senin üyen olmayan bir adamla yapamazsın. Biz burada bir kamu hizmeti yapıyoruz. Minimum 5 fiyat masaya otursun, ben oraya oturmam.

– Cumhurbaşkanımızla pazarlık yapmadım. Bakan 500 dolara denk gelen rakam olması gerektiğini söyledi. Bugün 16-17 dolar kayıp bir tabloydu. Geldiğimiz noktada 483 dolardı. Yarın faiz düştüğünde 500 dolar olacak. Başka bir deyişle, söylenene yakındı. Bu sayı yeterli mi değil mi, tam mı değil mi, zurnalar, zurnalar çalınsın. Ancak bu ülke koşullarındaki başlangıç ​​fiyatıdır. Bu, dolar cinsinden asgari fiyat görüşmelerinin başlamasından bu yana görülen en yüksek rakam. Yeterli mi, olağan değil.

‘TÜİK İLE İLGİLİ BU SORUNLAR ÇÖZÜLMELİ’

– TÜİK konusunda tereddütlerimiz var. Muhtemelen doğru, muhtemelen yanlış. Mehmet Şimşek Bey’e sesleniyorum. Lütfen bu şüpheleri giderin. Çünkü TÜİK’in açıklamalarından sonra memur ve personel maaş alıyor. Bir vatandaş olarak, bir Türk İş Lideri olarak bunu talep etme hakkım var. TÜİK ile ilgili kafamızdaki sorunları çözsünler. Bakan bu işi nasıl yapıyor bilmiyorum. TÜİK’te eğitimli personel var. Onların hakkını yemeyelim. Toplumun başı olan başımız rahat etsin. İnsanlar bu sayının daha yüksek olduğuna, daha düşük gösterdiğine ikna olmuş durumda.

– Enflasyonu engellediğimiz zaman işi rahatlatacağız. Enflasyonun gerisinde kalarak bu sorunu çözemeyiz. Her yerde demek istiyorum. Enflasyon olsa da olmasa da bana para vermesinler. Enflasyonun gerisinde kalmanın anlamı yok. Minimum fiyat bugün açıklandı. 40 gün sonra bu parayı alacağız. 100 gündür taban fiyat üzerinden çalışıyoruz. Bunu konuşurken ete, süte, ulaşıma, kiraya ve suya zamlar devam ediyor. Adam asgari fiyat konuşulmadan zammı yerleştirmeye devam ediyor. Dolar, Euro, altın, akaryakıt hepsi yerindeydi. Bu et, 350 lira, bu işler nasıl oluyor? Bir ürün alırken satıcı gibi davranmazsanız, satarken de alıcı gibi davranmazsanız hiçbir şey olmaz diye bir söz vardır. Haksız çıkarların önüne geçelim, haksız kira artışlarının önüne geçelim. Enflasyon yok, taban fiyatta artış yok.

‘KEMAL BEYİN’İN SÖZÜ DOĞRU DEĞİL’

– Sayın Kemal bu ülkede ana muhalefet partisinin genel başkanıdır. CHP’li çok üyem var, sendika başkanım var. Kemal 2019’da buna benzer bir şey söyledi. Söylediği yanlış değil. Geçen yıl benimle konuştuğunu biliyor. Kemal Bey değerli bir siyasetçidir. Ona cevap verecek durumda değilim ama bir şey söylemeliyim. Ahirette ağzına girenin, dünyada ağzından çıkanın hesabını vereceksin. Seçimle geliyorum, randevuyla geliyorum. Ben Türk-İş’in başkanıyım. İttihatçılar akıllı adamlar, suçluyu 1 dakika yakalamıyorlar.

– Başımı hiçbir yere ipotek etmem. Şimdi bunun hakkında ne söylemeliyim? Kemal Bey sistemi bilmiyor. Ben bugün Cumhurbaşkanımızın yanına giderek asgari ücreti 11 bin 400’e getirdim. Bunu komisyonla görüştüm. Aynen doğru yaptım Bu para yetmez mi ama günümüz şartlarında bir başlangıç ​​ücretidir. Meclisin yüzde 30’u işveren. ‘En az 15 bin lira fiyat verir misiniz’ diye sorabilir misiniz? Belediyelerde şu anda asgari ücretin altında maaş alan işçiler var. Tüm siyasi partilere sesleniyorum kendi belediyelerinize söyleyin net asgari ücret 15 bin lira olsun.

– Ben siyasetçi değilim, Türk İş Dünyası’nın Başkanıyım. CHP’li bir üyem var. MHP’liyim. Siyasete bulaşmayalım. Eskiden muhalefet partileri Türk İş’e sahip çıkar derdini anlatırdı. Şimdi Türk İş Lideri sarı vs. Ne sarısı? dik yürürüm. Bu hesabı arkadaşlarıma vereceğim. Allah’a havale ediyorum. Allah da zaman zaman gereğini yapar. Ben hiç siyaset yapmadım. Herkesin bir fikri var. Ben Türkiye’deyim, işçinin yanındayım. İşte 40 yıldır yaptığım şey. Başkanımızı da seviyorum. Ama o iş başka, bu iş başka. Politikam yok. Ben ortalama bir adamım. Sayın Kemal’in ‘sarı sendikacılık’ açıklamasını kabul etmiyorum. Ben köşe adamıyım. İyi yaşam, iyi ölüm. Millet, ağzınızdan çıkana dikkat edin. Ben bu sözleri hak etmiyorum. Meclis’te örgütlenme ile ilgili analizler üretsinler.

– Parti, hükümet, milletvekili, patron sendika olamaz. Sendika sizin çalışanınız olur. Bu ülkede hem patronlar hem de bazı belediye başkanları kendilerine yakın sendika istiyor. Bunun için para ödüyoruz. Organize olunca adam seni kapının önüne atıyor. Mahkeme 5 yıl sürer. Ne kadro kalıyor ne iş yeri. 7 yıl süren vakalar var. Nasıl organize olacağız? Burada yeni bir mevzuata ihtiyaç var. Biz bu ülkede yüzde 65’iz. 600 milletvekili var orada 3 kişi değiliz. Bu evin dörtte üçü patronlarla dolu. Bu Meclis’te emekli bir milletvekili olsa bizim aleyhimize kanun çıkar mı? (HABER MERKEZİ)

taskopruhaber.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu