Sağlık

Enfeksiyonun En Ağır Şekli: Sepsis

Sepsis için kısa bir tanım yapmak gerekirse “vücuttaki en ağır enfeksiyon” diyebiliriz. Sepsiste vücut ciddi enfeksiyonlara güçlü tepki verir. Bu o kadar ileri bir reaksiyon ki, organ yetmezliğinden can kaybına kadar ciddi sonuçlara yol açabiliyor. Halk arasında “kan zehirlenmesi” olarak da bilinen sepsisin nedeni; virüs veya bakteri. Peki hayatımızın çeşitli dönemlerinde farklı nedenlerle enfeksiyonlarla karşılaşsak da, nasıl oluyor da enfeksiyon en şiddetli hale gelip sepsise dönüşüyor? Nasıl hayati tehlike oluşturabilir? Önlem almak mümkün mü? bu sorular Acıbadem Ataşehir Hastanesi Yoğun Bakım Müdürü Prof. Dr. İsmail Cinel’esorduk ve  Sepsis hakkında bilinmesi gerekenleri öğrendik.

 

Sepsis dünyada her beş kişiden birinin ölüm nedeni! Durum böyle olunca sepsis riskini bilmek, düşünmek ve önlem almak gerekiyor. Üstelik sadece tıp dünyasının değil bireylerin de aktif olarak alabileceği önlemler var. Kovid-19 salgını bize enfeksiyonların dünya çapında neden olabileceği büyük riskleri hatırlattı. Milyonlarca cana mal olan, 2 yıl boyunca hayatımızı alt üst eden pandemi sürecinde çok sayıda hasta yoğun bakımda tedavi gördü. Ancak yoğun bakımda tedavi gören ve Kovid-19 nedeniyle hayatını kaybeden her yüz hastadan 95’inin ölüm nedeni Kovid’e bağlı sepsis oldu. Prof. Dr. İsmail Cinel, “Sepsisde vücut enfeksiyonlara anormal ve düzensiz tepki verir; Organların fonksiyonları bozulur ve yetersiz hale gelir. Bu nedenle sepsis hayatı tehdit eden bir klinik durum haline gelir. “Sepsis, ancak yoğun bakım ünitelerinde tedavi edilebilen ve yoğun bakım ünitelerinde en ölümcül hastalık olarak kabul edilen bir hastalıktır.”

Bağışıklık seviyesini artırın

Sepsis dünyada her yıl 12 milyon kişinin ölümüne neden oluyor. Üstelik kişinin bebekliğinden yaşlılığına kadar her dönemde karşılaşabileceği bir risktir. Tıp dünyasında sepsis riskini azaltacak yeni tedavi prosedürlerinin yanı sıra koruyucu prosedürlerin de araştırıldığını belirten Prof. Dr. İsmail Cinel önemli uyarılarda bulunuyor. “İnsanların bu riskten uzak durmak için yapması gereken şeyler var. Öncelikle kişisel temizliğe dikkat etmek gerekiyor. El yıkamak çok ama çok önemli. Araştırmalar bulaşıcı ajanların vücudumuza çoğunlukla ellerden girdiğini gösteriyor. Damlacık yoluyla bulaşmanın arttığı salgın dönemlerinde el yıkamak kadar maske kullanmak da hayati önem taşıyor. Bunun dışında bağışıklığınızı güçlü tutacak; Sağlıklı beslenmeyi, düzenli uykuyu ve egzersizi hayatının vazgeçilmezleri haline getirmesi gerekiyor. Çünkü bağışıklık düşük olduğunda enfeksiyonlar daha şiddetli oluyor” diyor. Ancak bu yollarla bağışıklığı artırmak her zaman mümkün olmuyor. Bazı genetik veya kronik hastalıklarda ve bazı durumlarda bağışıklığın düşük olması enfeksiyonlara davetiye çıkarmak, bazen de sessit gelişmesi anlamına gelir.

Kimler risk altındadır?

Hastanede yatan hastalarda ölüm nedenleri arasında ilk sırada yer alan sepsisin, hastaneye tekrar başvurularda da ilk sıralarda yer aldığını belirten Dr. Dr. Cinel, risk altındaki kümelere ilişkin şu bilgileri veriyor:

“1 yaş altı bebekler veya 75 yaş üstü kişiler, kronik hastalar, hamileler, kanser gibi bağışıklık sistemi baskılanmış hastalar, organ nakli ameliyatı geçirmiş kişiler, yoğun bakımda veya uzun süre hastanede yatan kişiler. zaman daha büyük risk altındadır, dolayısıyla bu gruplar belirli zamanlarda enfeksiyon geliştirebilir.” “Risk faktörlerinin değerlendirilmesi, aşının veya bağışıklamanın gözden geçirilip tamamlanması sepsis riskinin gelişmesini önlemek için çok önemli!”

 

Dünyada artan yaşlı nüfusun sepsis riskini artıracağını belirten Prof. Dr. İsmail Cinel, bu durumun çoğunlukla yaşlılarda bağışıklığın gençlere göre daha düşük olmasından kaynaklandığına dikkat çekerken, “Tahmin ediliyor ki; Sepsis gelişen hastaların 2/3’ü yaşlıdır. Sepsis tanısından sonraki 28 gün içinde ölen 75 yaş üstü hastalarda, sepsise yanıt olarak ortaya çıkan klinik ve laboratuvar değişiklikleri orta yaşlı hastalara göre daha hafif veya yüzeysel görünmektedir. “Bu hastaların üçte birinde enfeksiyon bölgesinden alınan kan ve kültürler de olumsuz sonuçlar veriyor, bu da yaşlılarda sepsisin teşhis edilmesinin daha zor olduğu anlamına geliyor” diyor.

8 değerli işaret var!

Acıbadem Ataşehir Hastanesi Yoğun Bakım Müdürü Prof. Dr. İsmail Cinel, sepsisin 8 önemli belirtisini şöyle sıraladı:

  • Üşüme, ateş veya düşük vücut ısısı,
  • Şiddetli halsizlik/kas ağrıları,
  • “Ölüyor” gibi hissetmek
  • Bilinç değişikliği/baş dönmesi,
  • Sık nefes alma/nefes darlığı,
  • Öksürük,
  • Kalp çarpıntısı/nemli ve soğuk cilt,
  • Gün boyunca idrara çıkamama

 

Bunlardan bir veya birkaçının gözlemlendiği durumlarda derhal en yakın sağlık kuruluşuna başvurmak gerekir.

Erken teşhis hayat kurtarır

Birçok hastalıkta olduğu gibi ciddi hayati riskler taşıyan sepsiste de erken teşhis oldukça önemlidir. Prof. Dr., bu amaçla öncelikle toplumda sepsis farkındalığının arttırılması gerektiğini vurguladı. İsmail Cinel şunları söylüyor: “Toplumsal farkındalık, önlenebilir ölüm nedenlerinin başında gelen sepsis vakalarını da azaltacak. Farkındalık şu şekilde olmalıdır: Öncelikle kişisel saflık farkındalığı artmalıdır. Sık sık ellerin yıkanması ve yiyecek ve içecek hijyenine dikkat edilmesi. Enfeksiyonlara karşı aşı yaptırmak olası hastalık risklerini de ortadan kaldırır. Ayrıca özellikle bağışıklığı düşük bireylerde enfeksiyon belirtilerinin ciddiye alınması ve hastaneye başvuruyu geciktirmemek erken tanı olasılığını artırıyor ve tedavi başarısını artırıyor.”

Kurumlara yönelik roller de var!

Prof. Dr. İsmail Cinel, bu konuda bireylere olduğu kadar dünyadaki tüm kurum ve kuruluşlara da görev düştüğünü belirterek, “İdarelerin temiz su kaynaklarının sağlanması gibi misyonlarının yanı sıra, su kaynaklarına dikkat edilmesi, özen gösterilmesi, toplumun temizliğine, hastanelerde doğumun yapıldığı ortamların hijyenine, yoğun bakım üniteleri ve ameliyathaneler başta olmak üzere enfeksiyon önleme uygulamalarına dikkat edilmelidir.” “Uyumun sıkı olması, gerçek tedavilerle hastanede kalış süresinin kısaltılması, hastanelerde sağlık personeli devir oranının düşük olması, son teknolojiyle donatılmış hastanelerde havalandırma sistemleri gibi faktörler sepsis gelişme oranını azaltacak önlemler arasında yer alıyor.” diyor.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

resadiye-ajans.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu